21 Mayıs 2015

TDSF Başkanlığı ve İsmet Müftüoğlu

İsmet Müftüoğlu 
Makamın bir sorumluluğu olduğunu düşünenlerdenim. Kaldı ki makam denilen görev, sorumluluk, idari yapı, pek de kolay elde edilen bir düzey değil. Diyorr ve hemen bu cümleyi çürütüyorum. Çünkü Memleketimde çok uzun yıllardır, emeksiz makam sahipleri mevcut. Özel sektörde, hele ki bazı iş kollarında; o makam için okumanız, okumanız, okumanızz ve çalışmanız, çalışmanız, çalışmanızz gerekir. Kimseye bedavadan makam da, oda da, masa da verilmez. En azından benim gördüğüm, yaşadığım bu 25 yıldır. Ha kamu için aynı şeyi ne yazık ki söyleyemiyoruz.

Neyse mevzuu zaten nasıl makam sahibi olunduğu değil, makamı taşıma hali. Makamın hakkını verme, makama layık olma durumu. Ama önce bunu istemeniz lazım. Görevlere, makamlara, sorumluluklara talip olurken kendimizi tanımamız ve o görevin yapılabilirlik ve yapılamazlıklarını irdelememiz gerekir. Mesela ilkokul 3. sınıfa giden bir çocuk sınıf başkanı seçildiğinde;  ders zili çaldığında haşarılık yapmayacağını, sınıfa öğretmenden sonra girilemeyeceğini, sınıf defterini kaybetmeyeceğini, bilir. Bu yaradılışta değilse zaten göreve talip olmaz. Benim işim değil der, her teneffüs ve dahi ders saatlerini ekstra enerji boşalımı ile geçirir. Kimse de onu zaten başkan olmaya zorlamaz. Gelin görün ilkokul 3.sınıfta gösterilen bu özeleştiri nedense büyüyünce bünyeden uzaklaşıyor. Koltuk mu sıcak geliyorr, makam odası mı ferahh, yoksa etraftaki iltifatçılar mı cazipp bilinmez, herkeste bir makama talep gırla gidiyor. 



Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı 58 ( ellisekiz ) spor federasyonu mevcut. Doğal olarak 58 de başkan. Her başkanın 20 küsur kişiden oluşan yönetim, denetim kurulları ve onlarca insanın görev aldığı diğer sportif kurulları ve yüzlerce ve hatta binlerce lisanslı sporcuları var. Yani pek çok sporcuyu ve spor insanını temsil yetkisi var. Seçilmiş insanlar, elbette çatının altındaki herkesin % 100 birleştiği isimler olamıyor . Kimi azınlığın seçtiği liderler, bazı ülkelerde ülkeleri bile yönetiyor. Akış içinde her şey mümkün. 

Evet herkesi temsil edemeyebilirsiniz ama görev aldığınız, temsil hakkı sorumluluğunuz olan makamdan, 80 milyonluk ülkede  sadece 58 kişi var ise makamınıza uygun tavır içinde olmanız beklenir. En azından ben beklerim. İşin eğlencesini şamatasını bir yana koyarak, toplum içindeki rollerimizin bizi sınırladığının bilincinde olmalıyız. Öğretmenlerin özel hayatlarını eğlencelerini, facebook hesaplarında paylaşmaları devlet yada özel pek çok okulda yasak. Öğrenciniz sizi; denize girerken yada elde sigara poz verirken veyahut meyhanede doğumgünü kutlarken, hamama gittiğinizde ( şaka değil hamamda poz veren insanlar var güzel yurdumda ), pijama altta çekirdek çitlerken; gördüğünde öğretmen olarak saygınlığınızı ve söz dinletebilme oranınızı azaltıyorsunuz. Bu özgürlük yada paylaşımcılık yada benim gizlim saklım yok mevzuu değil. Toplumdaki rolünüzü ve varsa makamınızın gereğini taşıma sorumluluğu. 

Tolgahan Çinkitaş
Bu sorumluğu yok sayan ve bunu rahatlık! özgürlük! neşe! şaka! olarak algılayan bir başkan, sporcularımın, antrenörlerimin, velilerimin ve benim temsilcim olabilir mi diye düşünüyorum. Düşünüyorum. Cevap veriyorum : Olamaz. Beni bu konuda fazla muhafazakar yada ciddi bulabilirsiniz. Yurtiçi ve Yurtdışı temsili olan bir görev için Kendinize ve camianıza karşı kendinizi sorumlu hissetmeyebilirsiniz. Ama sorumlu olduğunuz ve saygılı olmak zorunda olduğunuz bir çatı var ki o da TÜRKİYE CUMHURİYETİ GENÇLİK VE SPOR BAKANLIĞI. Bakanlığın kriterimidir, ilgilenir mi, umursar mı, bilemem. Ama ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak Cumhuriyet'e bu bağlı makama biraz ciddiyet isterim. İsteme hakkımı ve oy hakkımı kullanırım. 

Beni, kulübümü, sporcularımı yurtiçinde ve dışında temsil edecek, sorunlara çözüm üretecek, duruşuyla, kişiliğiyle herkese eşit olacak, makamın hakkını gerek görev bilinciyle gerek saygınlığı ile verecek  bir başkandır özlediğim. Ve layık gördüğüm  isimdir İsmet Müftüoğlu. 







Hiç yorum yok: