9 Kasım 2012

ODTÜ' de DANS FIRTINASI




Bu çok güzel çok büyük bir adım...
hele hele Odtü ile anılması daha anlamlı

bir haber kanalı, sporumuzu haber niteliği ile haber yapıyorsa, röportajlara yer veriyorsa,
Her şeyin ilkine imza atan ODTÜ yine başardı, ulusal kanala taşıdı renkli dünyamızı
Şahin Oğuz'a,  Emre Özgümüş' e, Göktuğ Karacalıoğlu 'na tüm ODTÜ lülere  ne kadar teşekkür etsek az

oluyor galiba, başarıyoruz....
anlatmaya, mücadeleye, koşmaya, dansetmeye  
kısaca sevdaya devam



4 Kasım 2012

Bir dönem daha başlıyor...



Sanki dün gibi Dans camiası ile tanışıklığım. Neler yaşandı neler...

Yazılsa cilt cilt kitap olacak cinsten...

Hayatıma -  çok güzel insanlar,çok değişik olaylar, şaşkınlıklar, gülümsemeler, seyahatler, kostümler, kupalar, yarışmalar… girdi

 
Has Adam Halis bey,
Cengaver ve yürekli Cahit Ağabey ,
Soğukkanlı, bilgili,içten Oğuz bey
Sabırlı, çalışkan , olgun , mükemmel İsmet Hoca,
En güzel milli hakemimiz Güncemiz
Işıl Işıl gözleri ve bitmeyen enerjisiyle Alize
Çocuklarımıza rol model dansa sevdalı Yiğit,
Canan – Volkan ikilisi hem süper eş hem süper öğreticiler
Kimi zaman anlaşıp çok zaman anlaşamayan Zeynep – Samet ikilisi
Trabzon’un incisi Meltem
Tam takım ruhuna sahip ODTÜ
Rengarenk kostümler
İnanılmaz yaratıcı topuzlar
Dans için olmazsa olmaz ayakkabılar
Taşlar,tokalar, tüyler
Olağan – Olağanüstü Seçimler seçimler seçimler
Enrikalar ,hırslar, kulisler
Saf değiştirenler
Dost görünüp düşman olanlar
Yazdıklarımız, yazmaya çalıştıklarımız

Bir seçim dönemi daha sona erdi , yeni bir dönem başlıyor . Ancak nedense ben kime başarılar dilemeliyim bilemedim J

2 Eylül 2012

BAŞARI ÇALIŞMAKTAN İSTEMEK TUTKUDAN - BATU ÇOŞAR İREN TÜRKKAN



"15 Ağustos 2012 tarihinde Almanya’nın Stuttgart kentinde yapılan Dans Sporu (Latin&Standart) branşı Yıldızlar II yaş grubu German Open Şampiyonasında sporcularımız Taha Batu COŞAR-İren TÜRKKAN çifti 198 çift arasından sıyrılarak finalde mücadele etmiş ve 5. olmuşlardır.
Aynı yarışmaya katılan diğer sporcularımızdan Özgün DOĞAN-Nursen ÖZHAN çifti 110.ncu, Sinan ÖZCAN-Damla KÖKEN çifti ise 131.nci olmuşlardır.

Tüm sporcularımızı kutluyor, Başarılarının devamını diliyoruz."
 
Her yerde yazan herkesin kopyalayıp yapıştırdığı metin bu. Bu kadar az, kısa olmamalı aslında.. Başardıklarının ne büyük bir olgu olduğunun, sanki herkes yeterince farkında değil gibi geliyor bana.. Sanki her Avrupa şampiyonasında finale kalıyormuşcasına bir kuru tebrik. 8 yıldır emek veriyorum veli, anne olarak ve evet bu çocuklarla bende gurur duyuyorum ve ne yalan söyleyeyim gayet insani bir duygu ile çok hafifte kıskanıyorum. 8 yıldır partner sorunları, İstanbulun lojistik kabusu, eğitimdeki dehşet yaptırımlar bizi bu seviyeye getiremedi. O yüzden bu çocukların üzerinde emeği olan başta antrenörleri İpek Yavuzer' e annelerine, babalarına canı gönülden teşekkür ediyor ve tebriklerimi sunuyorum. Umuyorum daha çok başarılarına tanık oluruz. Tüm tutkuyla ve azimle çalışan çocuklarımızın, gençlerimizin, yetişkinlerimizin çok iyi dereceler alacağına inanıyorum.


 
Dünyanın bu en prestijli dans arenası ve başarısı German Open  ve bunun gibi, olan biten bir çok etkinlik düzenli olarak basın bültenleri ile servis edilmeli. TDSF bundan vazgeçmemeli. Ajanslar yayınlasın yayınlamasın, tüm olanlar başarılar katılanılan tüm uluslararası yarışmalar gönderilmeli. Bir yazmazlar, iki bakmazlar, üç atarlar sonunda bu TDSFde ne oluyor bu haber ne ola ki diye bir gün elbet ajansa geçerler.
 
İnanın hayatda, bazen böyle kazanılıyor. İnatla...
 


Benim bu tebriği bu kadar geç yazabilmemim sebebide fotoğraf arşivimden bu şekerlerin fotoğraflarını bir tür kolajlayamamdı. Şükür başardım.

15 Ağustos 2012

YAZ OLİMPİYATLARININ ÖKSÜZÜ DANS SPORU

Bir yaz olimpiyatları daha bitti. 30. suydu galiba. Başarıları, başarısızlıklarımızı, rekorları , antrenörleri, ülke spor politikalarını, çin işkencecilerini ve işkenceye maruz kalarak 88 madalya toplayanları, işkence ile değil tutkulu çalışmak ve sabır ile 104 madalya toplayanları, onların arkasındaki anneleri babaları ve ülkeleri, organizasyonun başarısını, tesislerinin güzelliğini, herşeyi bir yana bırakırsak, beni bu yazıyı yazmak için klavyeleme iten neden 2012 de de Dans Sporunun Olimpiyatlarda yer alamamasıdır.

2010 yılında federasyon da görev yaparken o zamanki adıyla IDSF'ten haber gelmişti. "2012 Londra Yaz Olimpiyatlarına da kabul edilmedik. "

İlk gün kürek yarışları ile başlayan olimpiyat oyunlarını senelerdir olduğu gibi seyretme hevesim 2. yada 3. gündü kursağımda kaldı. Atıcılık oyunlarına denk geldiğimde, dans sever bünyemde şafak atmadı desem yalan olur. Kadınları seyredemedim ama beylerin görünüşü şuydu. " Genelde sağ ellerinde tabanca - evet bildiğimiz tabancalardan namlusu birazdaha uzuncana - sol elleri sol ceplerinde ayakta durup uzakta ki bir hedefe ateş ediyorlar. " Üstelik tramp, havalı, ateşli gibi farklı farklı branşlarda mevcut.

Ya bugüne dek oralı olmadığım bir spor dalı idi yada benim hassas tarafıma parmak bastığından ağzım açık kala kalmıştım. Tabanca ile nişan almak spor... vücudun tüm kaslarını çalıştıran muazzam bir efor ve performans gerektiren, görseli zengin dans sporu spor değil !!!!! nasıllll yaniii !!! oluyor insanoğlu..
Nasıl bu tabanca spor aleti ve duran atletler sporcu oluyorda benim dans sporcularım olamıyor anlayamıyorum. Şeytan yerleşip yanıma, "çal uluslararası olimpiyat komitesinin kapısını ver tepkiyi" diyor. Tabanca atanlar alınmasın  tepkim onlara değil Uluslararası Olimpiyat komitesine. Merak edenede federasyonumuz www.taf.gov.tr ayrıca..

Nasıl bir kıstasımız olmalı bilemiyorum. senelerdir önce dedik ki ( yani IDSF dedi )
-  Kış olimpiyatlarında nasıl buz dansı kategorisi varsa biz de yaz olimpiyatlarında yer almak istiyoruz. "  Olimpiyat komitesi ne dedi.
- Anti doping kurulunuz yok. puanlama sisteminiz olimpiyat kriterlerine uymuyor.

IDSF' in temelleri 1935 de atıldı.  1957 de ICAD, 1990 da IDSF, 2011 de WDSF adıyla hayatını sürdürüyor. 100 ülke dans federasyonu Wdsf ye üye. 100 ülkede sevilen, yapılan ve federasyonu olan bir spor yani. WDSF nin veri tabanında sedece uluslarası yarışmalara katılan sporcu sayısı 50,000 nin üzerinde . Bu spora en çok yatırım yapan  Rusya'da 72,000 lisanslı sporcu var. 72,000 .. Rusya şampiyonası 7 gün sürüyor. Bir o kadar da lisanslı olmayan sporcu var ve yetişiyor..
1995 de geçici olimpiyat komitesi dans sporunu ve IDSF i tanıdı 1997 de de tam tanıma verdi. 2001 de antidoping kurulu kurularak antidoping kodu da alındı. Dünya şampiyonları yanısıra Grandslam turnuvalarıda başladı. Puanlama sistemi oturtulmaya çalışıyor.
Ama ufukta olimpiyat oyunları hala gözükmüyor. Aday spor dalı olmaktan öteye geçebilmiş değiliz. Diyebilirsiniz ki rekoru olan bir spor değil. Tenis de rekor yok, takım sporlarında da, ayrıca buz dansı tekler çiftler buz danslarında da rekor yok. Boks da da yok judo dada . Yani illa rekoruda olması gerekmiyor.
Tüm teknik altyapısı, kural kitapçıkları, zorunlu hareketleri, serileri hazır sporumuzun nesini beğendiremiyoruz bilemiyorum.
Wdsf nin 2000'e yakın Uluslararası Pist ve masa hakemi de mevcut. Sorarım size ülkemizdeki spor dallarının kaçında uluslararası hakem var. Teknik alt yapı yeterli değil biliyorsunuz hakem olmak için. Ciddi bir ingilizce altyapısı da gerekiyor. Oysa Dans Sporu branşında gururla söylediğimiz iki de WDSF hakemimiz var.
Belli mi olur,  2020 Yaz Olimpiyatları bir bakmışsınız İstanbul'da olmuş ve üstelik Dans Sporu da Olimpiyat spor dalı olarak kabul görmüş.
Şimdilik hayal olabilir, ama her şey her an gerçekleşebilir.

10 Temmuz 2012

BAYÜLGEN'DEN DANS DERSİ

"Sen erkek ol, bende kadın olayım, öyle düğün dansı göster bize" dedi Bayülgen, dans eşliği için. Aytunç birkaç dans adımıyla Bayülgeni döndürdü,dansettirdi, yönlendirdi, birkaç figür yaptı yaptırdı. Ve Bayülgen ayak uydurmaya çalıştı sonra durdu.  Kamereya ve TDSF başkanına bakarak muhteşem bir yorum yaptı. Dans gerçeğine çok dikkat çekici bir vurgu yaptı. mealen söyledikleri

" bi dakka bi dakka (okan bir dakika bir dakika demedi tiyatrocu kimliğine rağmen ) ben şimdi bayanım ve sen erkek olarak beni yönetiyor !  yönlendiriyorsun.!. bu erkek için olağanüstü güzel bir durum. Tüm kontrol erkekte !  erkek ne yaptırırsa dansa ta kadın onu yapıyor yani.. ve erkekler dans etmek istemiyor mu? abi erkekler nasıl bunu ıskalar ?  bunu nasıl yapmaz.. işte ben erkeğim denecek bir alan ve bunu yapmıyor türk erkeği öyle mi ? inanılmaz '' 

dedi ve benim  sonuna dek  hak verdiğim noktaya okan'ın şaşkınlıkla parmak basışı beni bile şaşırttı.

Belki de erkekleri alıp dammışcasına, erkeklerin partneri yapmak akıllarını başlarına getirebilir. Müziğe ve partnere hakimiyetlerinin tatlı dalgasının hazzını alabilirler. Eğlenmenin eşli danslarlada olabileceğini maalesef erkek egolarına gönderme yaparak öğreteceksek varsın öğle öğrensinler..

Yeterki dans etsinler dans etmeyi bırakmasınlar...

7 Temmuz 2012

PARLASIN İŞLEYEN DEMİR

                                                        Çoğu zaman  imkansızlıklar dağıtır birliktelikleri,bazen   imkansızlıklardır birleştiren insanları.
Tek geçer akçe sadece saygı ve dinlemek birbirini. Tdsf'nin son 6 etap yarışması, tango, salsa yarışmaları, yapılan organizasyonlar, geceler, festivaller insanların yapabilirlik ve muktedirliklerini gösterdi. Yarışmaları kulüpler organize etti. Düzen aksamadı. Çoğunluğu, ilan edilen tarihlerde yapıldı.

TDSF ilk defa işleyişte olan dans kulüpleri ile olağan seçime gidecek 6 ay içinde. Tüm çalkalanmalara rağmen sanırım bazı taşlar oturuyor. Suyu akışına bırakınca yolunu buluyor.

Gençler, dans aşıkları, dansa gönül , emek veren herkes rüştünü ispatladı sanırım.
Birde sporcu sayısı ve partnerlerde süreklilik sağlanabilse, dansın gelişiminin önünde durulamayacak ama..

17 Nisan 2012

yiğit dündar

yoldan çıkana,
yetemedim, 14 ünde nisanın
yetişemedim

sihirli fırçasının ve naif yüreğinin tuvale yansımalarını
o gün içi , gün yüzüyle göremedim

30'una dek
fotoğraf tadındaki imkansız dışavurumları
içmeye gideceğim...

sizde kaçırmayın, dansa sevdalılar

tuvale sevdalı dans aşığının; vuruşlarını, ritimlerini, hüznünü ve çoşkusunu gerçeklikle ilk kişisel de seyreyleyin

spring giz plaza maslak 2012  nisan 30

8 Nisan 2012

KISA KISA, ORADAN BURADAN

Hatırı sayılır bir ilerleme,  bir  tanınırlık artışı var sanki sportif latin danslarında, beni ve dans sevenleri mutlu eden...
Takipte ve yayında geride kaldık evet ama bu yaşananları anlatmamıza engel değil elbet..

Trabzon'da, sevgili Meltem Atagün'ün Dans Kulübü lideriliğinde harika bir organizasyon ve yarışma yapıldı. Trabzonda ses getirdi.. Trabzona dans getirdi..

Ankara Shine Dans'tan Günce hocanın öğrencileri Alara ve Tuğberk, Yetenek Sizsiniz yarışmasında ilk 12 yetenek arasında yer aldı. Kitlelere jıve' ı, sambayı, pasa dobleyi gösterdi, dans aşkı ile yol alan gençlerimiz..








Ersin Uysal'ı ve 5. yarışmayı anlatmak için Songül Kavak tv deydi.. ne güzel tv de haber olabilmek, haber yaptırabilmek

Okul tv de bir gece ansızın farkettim ki, Yıldız Üniversitesi Dans Sporları kulübü tanıtılıyor. Şaşkın ve mutlu ekranda kaldı duyularım.

Latin geceleri, salsa geceleri ,milongo geceleri, geceleri ama sportif latin dans gecesi diye bir yaşanılırlık yoktu Erdemin Handenin Nurayın niyetine dek.. her ayın ilk salısı Ponte'de.. standart salon, sportif latin! herkes, her dans orada, salon dansları keyfine

Ve yarışmalar, yarışmalar, ulusal yarışmalar , sporcularımızın katıldığı wdsf yada avrupa dünya şampiyonaları, her geçen yıl bir iki basamak da olsa yukarı tırmanarak, Türk sporcularının uluslararası arenadaki başarılarının artışı.

Arjantin Tangoda, Salsa da yapılan şampiyonalar.

Bahar geliyor , umut ve dans dolu günleri de eteklerinde  şıkırdatarak

11 Mart 2012

İSMET MÜFTÜOĞLU -WDSF HAKEMİ

önce baba, insan,
dansçı - okullusundan :)
antrenör,
hakem,
baş hakem !
koreograf,
milli takım antrenörü !
ve görev alınan kurullar, jüriler, yarışmalar, danışmanlıklar
tv programlarının, üniversitelerin, dünya dans günlerinin başdanışmanı
ve şimdi de
WDSF hakemliği
geç gelmiş, üstüne gidilmemiş bir basamak

üstelik ülkemizin 2. ıdsf hakemi,  partneri Günce Yöney'in ardından,
Dans camiasının duayeni, sportif latin dansları ile ilgilen herkesin bir ucundan hayatına değdiği, dokunduğu hoca
hepimizin hocası İsmet hoca..
Mütevazi,beyefendi,titiz ve  güler yüzlü hocamız ...
haklı gururumuz, ışığımız...

herşeye herkese inat dansla yaşayan, dansa adanmış bir hayat...

Bulgaristan'da dünyaya gelen Müftüoğlu, 14 yaşında sportif salon dansları ile tanışır. Zorunlu göçle gelinen İstanbul'da sevdalısı olduğu dansla ilgili ne profesyonel okullar vardır ne de kulüpler. Hayal kırıklığı yıldırmaz delikanlıyı, madem dansa dair yer yok denecek kadar azdır, soluğu Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuarı  Modern Dans bölümünde alır. Yıl 1996 dır. Türkiyede standart salon latin dansları ve standart salon dansları konusunda tek okullu olacaktır Müftüoğlu, o yıllarda bunu bilmese de.
 Modern Dans Teknikleri, Klasik Bale, Anatomi, Kompozisyon, Repertuar, Ritmik, Müzik, Müzik ve Opera Tarihi, Dans Tarihi  dersleri yanında İngiltere'de London Contemporary Dance School da yaz okullarına katılır. Yurt dışında, yurt içinde onlarca hocadan ders alır, workshoplara, seminerlere, kongrelere  katılır, yetmez.  Pera güzel sanatlarda flamenco da öğrenir. Dansın alfabesinde ne varsa sindirir .. ama içinde daima sportif salon danslarında yarışmacı ve eğitici olmak yatar. Ardından yıllarca partneri Günce Yöney ile Türkiyede yapılan tüm yarışmaların değişmez birincisi olurlar.
Aktif sporculuk biter, dinamik eğitmenlik başlar. Onlarca dans okulu, dans kursu , üniversite , kulüp yılmadan ders verir, TDSF nin öncesi Cimnastik federasyonu alt branşında iken bu sporun Türkiye'de yerleşik olması için mücadele edenlerin başındadır. Antrenörlük derken hakemlik gelir. TDSF nin 2006 yılında kurulması ile federasyonun pek çok kurulunda da aktif görev alan İsmet Hoca bugünde Milli takımlar antrenörlüğü görevini devam ettirmektedir.

WDSF  hakemliğine giden  süreci Günce Yöneyin WDSF hakemliğini müjdelerken anlatmıştım. İsmet hocamız çok da üzerine düşmedi biraz ağırdan aldı ama Wdsf  hakemliği kaçınılmazdı. Gururlarımız ikilendi.

Dans sporları, İsmet hocam ve dansın diğer sevdalıları sayesinde her gün büyüyerek gelişiyor. Uluslararası pistlerde sporcularımız ve başarılarımız artıyor. Hakemlerimiz çiftlendi. Ve bu yolu katedebilecek pek çok hakemimizin sırada olduğunu bilmek bu haberleri daha çok yapacağımız hayalini de beraberinde getiriyor.

3 Mart 2012

İSTANBUL İL YARIŞMASI 2

ilklerin yarışmasıydı 26 şubat

ilk kez TDSF kurulduğundan beri bir İSTANBUL il yarışması yapıldı
ilk kez bu kadar kısa sürede yarışma organize edildi
ilk kez BÜYÜKLER kategorisinde yarışmacılarımız vardı


ilk kez katılımcısının bu kadar az olduğu bir yarışmada bu kadar çok seyirci bulundu


ve ilk kez LIFE DANCE 13 çiftle bir yarışmaya iştirak etti.










Nereden - Kulüp Kurmaktan Nereye - İstanbul İl yarışması 'na

2009 ekim ayından bu yana ne çok anı birikti...
İlk kumaşların alınışı, terzi arayışı, kostümlerin dikilişi...
İngiltere'den ayakkabı siparişleri...
Bu kadar hazırlık sonrası yarışamama lisans yokluğundan...
Kolları sıvama kulübü kurma...
Dans ve dans ve sonrasında
Life Dans...
Yeni Logomuz, yeni bir felsefeyle...
İlk kez Ankara 'ya gidiş mini bir otobüsle 27 kişi
Bursa, İzmir, Antalya...
Bloğu kuruşumuz ve içimizi bu sayfalara döküşümüz...
Fotoğraf makinesi ve video elimizde yakalamaya çalıştığımız kareler
Topuzlar, taş toplayıcılar, kostümler, çocuklar...
İçine girdiğimiz dansın büyülü ve ışıltılı dünyası
Ne yapılırsa yapılsın söndürülemeyen duygular
Değişen değişen değişen federasyon başkanlarına
Değişmeyen kavgalar ve polemikler ile bilindik düzensizliklere rağmen...
Bir İstanbul masalı sonrasında
İstanbul İl Yarışması
Bir avuç dansa gönül verenlerle
İnadına belirlenen tarihte
Sadece dans için...

2 Mart 2012

İSTANBUL İL YARIŞMASI 1

Dans camiasından bazı dikbaşlılar derler ki ısrarla ve inatla " dansı idare edenler organizasyon yapanlar dansın içinden gelmelidir, dışarıdan insanlar bilemezler yapamazlar, lar , lar , lar ... "  halbuki her türlü organizasyon vizyon, disiplin ve yürek işidir.
Ben aktif olarak sportif latin dansları ile uğraşmamış olabilirim. Ama yöneticilik vizyonum, farklı dans alanlarındaki geçmiş dans hayatım, olaylara geniş pencereden bakma ve olumlu yaklaşma tavrım ile 5 günde yarışma organize edilebileceğini, pek organizatörüm diye geçinenlere herhalde göstermişizdir diye düşünüyorum.
Kulüpler arası yarışmaların 4. etap İstanbul ayağının bir organizasyon eksikliği sebebiyle iptal edilmesi İstanbullu yarışmacıları az üzmedi. Ankara'ya git, Eskişehir'e git, Bursa'ya git ama memleketin en büyük şehrinde bir yarışma tertip edilemesin. Edilir . Bal gibi de edilir. Pazartesi İstanbul spor il gençlik müdürlüğüne gidilir. Şube müdürünün , il temsilcisinin ve kulüp yetkililerinin ricası ve mücadelesi ile imece usulü pazar gününe yarışma yapılır. Teşekkür de edilir, gayet de başarılı olur.
Sevgili İsmet hocam, Erdem bey, Vildan hanım ve İl şube nüdürümüz Adnan bey ile, aksaksız, ala bir İstanbul İl yarışması yapılır. Hakemlerimiz ve tabi teknik destek veren TDSF yi unutmamak gerekir.





gönüllülerimiz ...



Darısı yapamayanların başına :))

16 Şubat 2012

DANS REKORU ANCAK HAVALİMANINDA KIRILIR

Olayın güzelliği ve ses getirişi bir yana beni etkileyen gösterilen azim, heyecan ve inanç !!
inandımız mı ,
hayal ettiniz mi,
ve çalıştınız mı rekor da kırılıyor Türkiye' de konuşuyor. Ulaş hocamızın ve Dans Keyfi Akademisinin başkoyduğu ve aylardır uğraştığı bu organizasyon Türkiye' de dansa olan bakış açısına yepyeni bir derinlik getirecek.                                                                       
Beğeni , gıpta etmek ve bende yapabilirim duygusu salonları daha da dolduracak.. 198 çift dile kolay..  Muhteşem bir girişim, müthiş bir takım çalışması
hayatta herşey mümkün. Guiness' e girmek bile ...
sadece  
sevgi
inanç
ve biraz da peri tozu...


4 Şubat 2012

Dans - Spor ! Mücadele - Eğlence ! Rakip - Arkadaş ! vee TODOROV

Bu ülkede pek çok şey zor olduğu gibi veli olmakda yürek ister. Sermaye bir yana :) organize yeteneği, araştırmacı kişilik, güçlü duruş, meraklı anne olmak gerekir. Getir götürcülük için tembel olmamak,  ben merkezci davranmamak kadar, çocuk merkezci de yaşamamak, olmazsa olmazlardır.

Zor iştir doğru ebeveyn olabilmek. Sosyal alandaki faaliyet seçimleri ve işleyişi için " Doğru muyum ?  çocuğum için doğru mu yapıyorum ?  çok verici miyim ?  yoksa umursamaz mıyım? " gitgelleri yaşarken, değer mi ?  değmez mi ? diye tartarken bir gün hiç beklemediğiniz ve hiç planlamadığınız bir yerde bir model çıkıverir karşınıza .. O kadar net bir tablo çizer ki kendinizi hemen o resimin içinde buluverirsiniz.

André Todorov ismini, sportif  salon latin danslarının bırakın icrasını, yanından bile geçenler duymuştur.

André ile bir aile sohbetinde bir araya gelmenin güzelliği çok özeldi. Çünkü ana konu çocukların dansa nasıl yönlendirilmesi ve velilerin mücadelesi idi. Üstelik kendisinden hiç de beklemediğimiz bir bakış açısıyla destekliyordu dansı. Herşeyden önce spor, mücadeleden önce eğlence ve rakipler değil arkadaşlık önemli diye ısrarla vurguladı.

Dünya çapında bir IDSF hakemi, ülkesinde  hatırı sayılır bir kulüp sahibi ve Türkiyede çok sevilen bir antrenör. " Veliler maymun iştahlı olmayacak diyor, azmedecekler ki çocuklarda bu emek gerektiren sporda azimli olsunlar. Ancak veliler ve çalıştırıcılarda çocukları hırs küpü haline getirmeyecek. Gelişme çağında bir çocuğun dans etmesi beden ruh sağlığı kadar, iç disiplin, vücut duruş ve kontrolü, müzik dinleme ve anlama yetisi kazandırır. Yarışma diye ısrarcı olmayın bırakın çocuk dans etsin , eğlensin , sosyal olsun. Diğer taraftan hayatında spor olan çocukların / gençlerin kötü alışkanlık edinme riski çok düşüktür.Bunu da unutmayın.Çocuklarınızı mutlaka sporun içinde olmaya özendirin

Çocuklukta öğrenilen temel adımlar ömür boyunca hafızada saklanıyor.

"  Dans unutulamaz diyen André kendi çocukluğuna ait bir anektoduda paylaştı. 8 yaşında Rusyada iken  1 yıl buz pateni yapmış. Ancak sonrasında dans hayatına girdiğinden, pateni bırakmış. 10 yaşından beri dans eden, dansçı yetiştiren Todorov geçtiğimiz yıllarda geldiği bir Türkiye ziyareti sırasında İstanbul galleria daki buz pistini görünce dayanamayarak patenleri ayağına geçirmiş." Düştüm kalktım ama 10 dakika sonra 8 yaşındaki andré buzdaydı" diyor. "Unutmamıştım , beynim vucuduma emri vermişti. Dans da böyle . Üstelik dans etmek için bir buz pistine gerek de yok diyor. Her yerde, her zaman dans size sosyalleşme getirir, kapıları açar " der..

Andrénin dansa ve çocukların dans öğrenmesine ilişkin fikirlerinin bizimle bire bir örtüşmesi bizi heyecanlandırmadı desek yalan olur.

" Kuralları bilin uygulayın, hiç bir şey sizi yolunuzdan çevirmesin.  Çocuklarınızın arkasında olun dansın güzelliğini teşvik edin. Çocuk öğrenirken eğlenmelide.. yanında dans eden arkadaşını rakibi değil dostu bilsin. Çiftlerin sayıca fazla olduğu ve katı disiplinin hüküm sürdüğü ülkelerde baskıcı bir disiplinle yürütülen antremanlar oluyor ancak ben buna karşı bir öğreticiyim.Evet gösterdiğim yapılsın anlaşılsın isterim çünkü aile bir bedel ödemiştir ve karşılığını almak ister ama kulak çekecek bir insan da değilim. "

diye sohbetimize devam ederken bir dahaki İstanbul ziyareti için daha uzun ve detaylı bir  görüşme sözü aldık kendisinden..

24 Ocak 2012

YOK BÖYLE DANS ! YOK BÖYLE RAPOR

İlk yayına girdiğinde açıkçası sportif latin ve salon dansları için çok mutlu olmuş, sporumuzu geniş kitlelere duyurma sevincini zevkle yaşamıştık. İkinci yayın dönemi ise biraz rayting kaygısıyla olsa gerek, özellikle vals,foxtrot, quikstep gibi salon danslarına neredeyse hiç yer vermedi.

Daha görseli ve hikayesi olan danslar sergilendi. sportif salon latin dansları kolaj yapılarak tek dansın içine sığdırıldı. Neticede Show ve TV dünyası onlara da hak vermek lazım. Ancak formattaki bu değişiklik bizleri yarışmayı seyreylemekten uzakta bıraktı. Tuğberk ve Alara'yı bir heyecan seyredip, sporumuz adına gençlerimizle gurur da duysak da,  görüp göreceğimiz sportif latin neredeyse onlarla sınırlı kaldı.

Yarışma bitti. Ertesi ise son derce ilginç bir karara gebeydi. Rtük'ün neredeyse cezalandıracağı program için verdiği rapora ağzımız açık kaldı. Ne demeli, ne yorum yapmalı bilemiyorum.

Dervişin fikri neyse zikride odur ( sözüm tüm meclislerden dışarı bir atasözü koymak istedim aklıma bu geliverdi ... )  diyerek raporun en can alıcı yanını yayınlıyorum..


“Sözkonusu programın 21.11.2011 tarihli bölümünde Latin danslarından ‘ça ça ça’ ve ‘manbo’ isimli dansların icra edildiği, dansların erotik bir karekter taşıdığı, kadın dansçıların kostümlerinin de oldukça açık olduğunun gözlemlendiği, kadın dansçının bacaklarını erkeğin beline dolayarak erkek tarafından döndürülmesi, kadın dansçıların erotik görünümlü kıvırma hareketleri, erotik duruşları gibi figürlerin yer aldığı bölümlerin örnek olarak kliplerde gösterildiği, müstehcen içerikli yayınlara yer verilmesi çocukların psikolojik sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle 6112 sayılı Kanun’un     8. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiğine karar verilmiştir.”


Dansözler yalnız dansettiği içinmi acep erotizme mahal vermiyorlar. Erkek figür midür işi bozan.. ya kıyafetlerin açıklığı azmıdır raks eyleyenlerde..

Dans mı etmicez , yada kulupleri ve federasyonu yeni uyarılara karşı mı aleste tutacağız.
Bilemedim,  ama dans ede ede içeri geçmeye de yüksünmedim.. pantolan gömlek le tabii.