31 Mart 2010

MİNİK ADIMLAR

Adımlar ne kadar minikse dans o kadar büyük... benim gözümde !!

anne ve babaları ise takdire en layık insanlar dans camiasında..
istanbul burası  ... ev, iş, okul ve aktivite dörtlüsünde anne babaların fedakarlığı olmadan olmuyor sosyal hayat.
Bu fotodaki dans sporcusu adaylarımızın en büyüğü 7 yaşında,  bakmayın siz 9 gibi gözüktüğüne, genetik faktörler onu büyük gibi gösterse de henüz 7 sinde .. En küçüklerimiz ise 5 yaşında.
Dansın yarınlarına, kendi yarınlarını katarak her figürü öğrenecek ve bugünlerin öğretisini, seneler sonra kazandırdıkları ile hatırlayarak bugünkü gibi gülümseyecekler.

30 Mart 2010

VERBA VOLANT, SCRİPTA MANENT

Verba volant, scripta manent ne midir ?
latin dili kadar eski bir latin deyişidir.. şirket kurallarımızdan biri hatta en önemlisidir.
SÖZ UÇAR, YAZI KALIR !!
yazacaksınız .. siparişinizi, bilginizi, satacağınızı, alacağınızı, teşekkürünüzü, eleştirinizi, talebinizi herşeyi heryere yazacaksınız..  işinizde, evinizde, sosyal hayatınızda her adım yazı ile , hızla ilerler, çözüm bulur !!
Türk insanı olarak , konuşur yazmayız, konuşur okumayız .. kaydetmez, arşivlemeyiz.
20 şubatta ki gergin dakikaların  hemen ardından genel olarak bilgim olmasına rağmen niyetim, yazarak sormaktı olan biteni  . Ama camiadan gelen tepkiler o denli vazgeçiriciydi ki 20 yıldır çalışma düsturum olan metodu  uygulamaya bir türlü elim gitmedi. Ama sonunda tıkadım kulaklarımı ve gönderdim dilekçemi. Medeni, düzeyli bir ortamda, yazışmada;   herşeye çare,  her soruya cevap olacağı inancım ve bilgimle....






işte sorular ??  işte cevaplar !!  TDSF Linkinde ...

24 Mart 2010

SEVİMLİ DANSÇILAR !! DANSÇILARIN NEŞESİ !!







Klasik bir AVM !!!  Bir anne ( ki bahsi geçen anne başkanımız :))  ve iki oğlu ( ki bahsi geçen oğullardan biri sporcu bora - diğeride sporcudur  ancak dans sporcusu değil )  ile küçük oğlunun, dans partneri olan arkadaşı dolaşmaktadır.  Maksat kazınan karınların sesine son vermektir.  Karın doyurulan mekanın önünde bir çizer amca oturmuş karikatür çizmektedir.

Kadının   küçük oğlu : " A anne ne olur karikatür çizdirelim." der


Kadın " tamam olur defneyle senin karikatürünü yapsın istermisiniz? " diye cevaplar.
Kız ve oğlan zıplayarak  ve gülerek  " yaptıralımm yaptırallımmm " der :):):)    bilen bilir çocuklar belli bir yaşa dek sevinçli ve istekli anlarında zıplarlar. Sonra birden prese girmişçesine durulur cool bir havaya bürünürler..


Anne olan kadın pozitif, insan canlısı, güleryüzlü bir muhterem olup, sokakta herkesle tanış olmaya meyeldir. Karikatürüst ile de anında hoş beş eder. Çizer amca;  oğlana kıza bakar, kostümlerini, danslarını sorar ve görülen karikatür ortaya çıkar. Karikatürist tüccardır.

" E bunlar iki kişi iki karikatür çizeyim " der..

Anne ise bu tacir demeçlere fırsat vermeyecek uyanıklıktadır. "Yok biz renkli fotokopi çekeriz" der. Adam gülümser lakin içinden teknolojiye söylenir durur... Karikatür çizilir, boyanır ve teslim edilir. Anne jest olarak karikatürü Defneye verir. Evde biz görelim ister. Evdeki annede  hem fikre, hem anı teşkil edecek kağıda ( o da anların reel halini biriktirmeyi seven bir mizaç    olduğundan )  bayılır.  Bayılmakla  yetinmez karikatürler,  renkli fotokopi olarak çoğalır. Dahası bu hoş an, scan edilip  sanal alemin dipsizliğine salınır.

Çocuklar mutluuuu... anneler mutluuuu ...
Babaların bu hoşlukdaki yorumsuz, objektif ve pek de duygu içermeyen  repliği ise ;

"hiç benzememiş"   olur.

8 Mart 2010

DÜNYA KADINLAR GÜNÜNDE ATAMA ve BABAMA SAYGILARIMLA

Dünya kadınlar günümü,  Atamızı ve babamı saygıyla, sevgiyle anarak kutluyorum. Toplumda bir kadını kadın yapan, kadına saygıyla sevgiyle yaklaşan, kanun koyucu ve babalarıdır. Atamızın kadın haklarına  ve kadına verdiği önem için, hepimiz O'na minnettarız. Ben babama da minnettarın. Çok şükür halen sağ.. 1978 gibi bir yılda her türlü ekonomik ve siyasal olumsuzluğa rağmen, kız çocuk demeden baleye taşıyan babamdı. 1987 de pek çok erkek çocuğun gönderilmediği  ( uzak, yaş küçük, vs bahanelerle ) dünyanın diğer ucundaki Asya Dans Festivaline sorgusuz beni yollayan da babamdı. Üstelik o tarihte telefonlaşmak bile nerdeyse imkansızdı..


Aydın bir ATA, aydın bir baba beni bugün, aydın bir işkadını, aydın bir anne, aydın bir sanatsever , vatansever yapmıştır.


Kızlarına değer veren, kızlarını seven, kızlarını kadın olacak diye değil insan olacak diye yetiştiren tüm babaların dünya kadınlar gününü ellerinden öperek kutluyorum..

4 Mart 2010

KURALLAR YÖNETMELİKLER

Okumak, Anlamak, Öğrenmek...
Uygulamak, uygulanmasını istemek, uygulatmak...

Ülke olarak temel problemimiz okumamak,anlamamak ve öğrenmemek..
* Oturduğumuz apartmanda herşeye itiraz eder ama kat mülkiyeti kanunu öğrenmeyiz..
* işyerinde patrona kızar ama koyduğu kuralların nedenini anlamaya çalışmayız..
* Yıllarca çalışır İş Yasasını bilmeyiz..
* Onlarca km yaparız trafik kuralları / cezalarını bilmeyiz
* Önümüze gelen her şeyi okumadan imzalarız

*...
Okullar, spor salonları,devlet daireleri, hep aynı bilmezliklerin öğrenmezliklerin sancısını çekerler.
İmar kanunu vardır uygulanmaz, İş sağlığı güvenliği yasası okunmaz uygulanmaz ..

Daima birilerinin canı yanar, üzülür, kırılır, sıkılır maddi yada manevi zarar görür işte o zaman kurallar yasalar, yönetmelikler masaya yatırılır. Aslında onlar hep masadadır ama  açıp bakmak kimsenin aklına gelmez.. Bakıldığında ise geriye kalan kimi zaman boş bir cüzdan, kimi zaman yanaklardan aşağı süzülen gözyaşları kimi zaman kırık bir bacak yada kaybolan zaman , para , maldır.
Can kaybı yoksa şükrederiz olması gerekenleri , uyulması gereken kuralları bir çırpıda öğrenir, ahlar vahlar, ardından bir sonraki olumsuzluk başımıza gelene dek bir çırpıda unuturuz..

İşte budur Ligin Ankara ayağında yaşananlar. Kural konmuştur, uygulamaya geçilmiştir. Ama direkt muhataplarda dahil kimse okumamış, öğrenmemiş belkide ciddiye almamıştır. Çünkü milletçe yaşam biçimimiz "aman boşverr olur işte yapılır böyle" şeklinde gelişme göstermiştir. Bir disiplinde "Kıyafet yönetmeliği " var ise bunu sporcu da, veli de antrenör de bilmelidir. Kural kitapçığı var ise uygulamaya konulan bu dansın parçası olan herkes de bunu öğrenecek irdeleyecek, antrenörüne öğrenmesi okuması için baskı yapacaktır.
Bilmeden ahkam kesmek, öğrenmeden iddia etmek, akılla değil duygularla hareket etmektir. Kurallar gelişim içindir, doğru olan olması uygulanması gerekenler içindir. Amaç eşit şartlarda doğru kurallarla yarışmaksa herkes bilmelidir uygulamaları ..

İSTANBUL'DA LATİN DANS KOSTÜMÜ

Latin dans camiası bilir..  Latin dans kostümlerini bulmak, diktirmek son derece zordur. Bir kere ülkemizde dans sporu yenidir. Hadi ayakkabıları, İngiltere'den Hollanda'dan, Amerika'dan getirtirsiniz..Kostüm ise internetten alınabilecek bir ürün asla değildir. Anlatacaksınız, kumaşa dokunacaksınız, bir pravo iki prova olacaksınız.. dahası terzinizle konuşacaksınız, anlaşacaksınız..  

Bu camiada terzimiz çok çok az. Ayça ile yeni tanıştık. Tanıştığımız gibi terziliğe, kostüm dikmeye olan aşkına aşık olduk. Kostüm dışında nasıl orjinal, nasıl çıtıpıtı, şeyler yapıyor internete koyuyor. Ekonomi mezunu üstelik boğaziçi üniversitesinden ... Özellikle İstanbuldaki dansseverlere tarafımızdan duyurulur .. bizlere diktiği kostümleride koyacağım ama siz sitelerini de inceleyin



http://aycaada.blogspot.com/

http://aycaada.pasaj.com/